Belediyenin desteğiyle 2020’de kurulan Bilecik Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’nin üyeleri, genellikle lokantalarda kuru fasulye, nohut ve çorbaların, Arnavut ciğeri başta olmak ızgarada pişirilen yemeklerin yanında tüketilen, Türk Patent ve Marka Kurumundan coğrafi işaret tescilli Çukurören biberinden sos ve kahvaltılık ürün hazırladı.
Köyde 35 çiftçi tarafından 200 dekarda yetiştirilen ve yılda 500 ton üretilen acı biberden reçel üreterek hem biberin tanıtımına hem üretimin artmasına hem de ev ekonomisine katkı sunan kooperatif üyesi kadınlar, yeni lezzetin daha fazla tüketiciye ulaşması için markalaşma ve e-ticaret çalışmalarını tamamladı.
Kooperatif Yönetim Kurulu Başkanı Kadriye Olgun, AA muhabirine, “Bilecik’in meşhur Çukurören biberini yemeklerden başka nasıl farklı bir şekilde değerlendirebiliriz?” düşüncesiyle deneme yanılma yöntemiyle reçel yapmaya karar verdiklerini söyledi.
Öncelikle reçeli arkadaşları ve üyelerine tattırdıklarını, çevreden olumlu tepki aldıktan sonra seri üretime geçmeye karar verdiklerini anlatan Olgun, “Buna ‘acının en tatlı hali’ diyoruz. Ekmek ve peynirle tüketebilirsiniz, ayrıca kahvaltı ve et yemeklerinin yanında sos olarak kullanılabiliyor. Acının tatlıyla buluştuğu reçelimiz büyük ilgi gördü. Reçelimizi tadan tekrar alıyor.” ifadelerini kullandı.
Olgun, 1 kilogram biberden 300’er gramlık 5 kavanoz reçel elde ettiklerini aktardı.
Çukurören biberinin en önemli özelliğinin, yaklaşık 160 yıldır ata tohumundan üretilmesi olduğunu vurgulayan Olgun, şöyle konuştu:
“Biberimizin genetik özelliği bozulmadığı için aroması çok farklı. Türkiye’nin birçok ilinde biber reçeli yapılıyor ama bizim yaptığımız reçel, kolay yenilir ve soslarda kullanılabiliyor. Yılda bir kez üretildiği için ilk kızardığı anda yapıyoruz. Ürünlerimiz el yapımı yani anne mutfağında üretiyoruz ve hiçbir katkı maddesi kullanmıyoruz.”
Kooperatif üyesi Yasemin Karakaya ise ilk yenildiğinde ağızda hem tatlı hem de acı tat bırakan güzel bir lezzet ortaya çıkardıklarını söyledi.